Korkmaz yaptığı açıklamada: "Alınmayan önlemler sonucu bir öğretmenimizi daha Bayrampaşa Hüseyin Bürge Anadolu Lisesi’nden Ali Yurdakul öğretmenimizi covid-19 nedeniyle kaybettik. Ailesinin, meslektaşlarının, öğrencilerinin acısını yürekten paylaşıyoruz.
Yalnızca Bursa’da 600’e yakın sınıf karantinaya alındı. Yaşanılan sorunlar her gün daha da ciddi boyuta ulaşıyor. Sadece Çankaya, Yenimahalle’ de son bir haftada 13 lisede 63 öğrenciye (+) tanısı konuldu, 376 öğrenci temaslı…Yine yalnızca Kartal Cevizli Ortaokulu’nda 13 sınıf karantinaya alındı. Kocaeli'de bize gelen bilgilere göre 71 sınıf karantinadadır.
Yaşanılan sorunlar ülke genelinde devam etmektedir. Okullarda temizlik malzemesi, hijyen, havalandırma, temizlik görevlisi sorunu tespitlere rağmen görmezden geliniyor. Veliler temizlikçi! Örneğin Denizli Merkezefendi ilçesinde geçen yıl İŞKUR-MEB protokolü üzerinden 280 civarında personel istihdam edilirken bu sayı bu yıl 84 civarında bırakılmıştır.
Afyon’da eğitimin temel ilkesi erişilebilirlik olmasına rağmen kapatılan köy okulları faaliyete getirilmediği için, taşımalı eğitimle, eğitime devam eden çocuklarımız yaşamını kaybetti. Yaşamını kaybeden tüm çocuklarımızın ailelerinin, sevdiklerinin acısını yürekten paylaşıyoruz. Taşımalı eğitim çocuklarımızın gelişim dönemlerine ve gereksinimlerine aykırı bir uygulamadır. Çocuklarımızın için gerekli olan onlara en yakın okuldur. Servis araçları yönetmeliği ile bu kaza önlenebilecekken bu konuda da gereken yapılmamıştır. Servis araçları yönetmeliğinde gerekli değişiklik acilen yapılmalıdır.
Ayrıca yüz yüze eğitim başlayalı 6 hafta olmasına rağmen bazı köylerde hala taşıma ihalesi yapılmamış Kocaelide ise daha yeni Kartepe Bölgesinde anlaşmaya varılmıştır. Dikili Yaylakurt Köyü’ nde 25 lise öğrencisi, Dikili genelinde 100’ ün üzerinde lise öğrencisi kişisel imkanları ile okullarına ulaşmaya çalışmaktadır. Zorunlu hallerde yapılacak olan taşımalı eğitimin araçlarının ve koşullarının iyi belirlenmesi gerekmektedir. Tamamlanmayan yerlerde taşıma ihalesi bir an önce yapılmalı, her çocuğumuzun ulaşabileceği koşullarda yeterli okul yapılmalıdır.
Alınması gereken tedbirler çok açık iken ısrarla gerekli önlemler alınmıyor. Bir an önce 15 bin öğretmen göreve başlatılmalı, yeterli öğretmen ataması, yeterli yardımcı personel istihdamı ve ek derslik sağlanmalı, sınıflar seyreltilmeli, aşı, havalandırma, hijyen, fiziki mesafe bütünlüklü bir şekilde yaşama geçirilmelidir.
Karantinaya alınan sınıflarda uzaktan eğitime geçilmektedir. Ancak çocuklarımızın ihtiyacı olan cihaz ve internet erişimi sorunu devam ettiği için çocuklarımızın büyük çoğunluğu karantina süresince uzaktan eğitime ulaşamamaktadır. Ayrıca karantina sırasında uzaktan eğitim noktasında da farklı uygulamalar yaşama geçirilmektedir. Örneğin Ankara Çankaya Halide Edip Adıvar Ortaokulu’nda karantinaya alınan sınıflarda uzaktan eğitim gerçekleştirilmemektedir.
Havaların soğuması ile birlikte havalandırma sisteminin olmaması salgın açısından riski artırıyor. Tüm okullarda havalandırma sistemin sağlanması için bir an önce önlem alınmalıdır.
Karantinaya alınan sınıflarda görüyoruz ki çocuklarımızda (+) vakaların çıkması ile birlikte velilerde de (+) vaka artışı hızla yayılmaktadır. İşsiz kalma kaygısı veya ücret kesintisi riski nedeniyle çalışmak zorunda kalan veliler çocukları ve kendileri için pcr testi yaptırma konusunda endişe taşımaktadır. Ayrıca (+) tanısı konulan ve karantinaya alınan sınıflarda çocuklarımızın bu zor dönemlerinde ebeveynlerine ihtiyacı vardır. Karantinaya alınan tüm sınıflarda karantina süresince ve (+) tanısı konulan çocuklarımızın tedavisinin devam ettiği süre boyunca çalışan tüm velilere ücretli izin hakkı verilmelidir. Tüm öğrencilere, velilere, eğitim emekçilerine ücretsiz, düzenli pcr testi sağlanmalıdır.
MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ nde yapılan değişiklikle okullar arası nakiller yeniden düzenlenmiştir. Fen, Sosyal Bilimler ve proje okulu olan Anadolu Liselerine yani imam hatip okullarından akademik okullara nakillerin önü açılmıştır. Bu düzenleme çocuklarımızın, velilerin birincil tercihinin akademik okullar olduğunu bize göstermektedir. Tercih edilmeyen okul türlerinde sınıf mevcutları son derece düşükken akademik okullarda sınıf mevcutları çok kalabalıktır. Salgınla birlikte bu durum sağlık hakkı açısından da risklere ve eşitsizliklere neden olmaktadır. Tercih edilmeyen okul türleri; imam hatip okulları bir an önce akademik okullara dönüştürülmelidir.
Kasım ayı ile birlikte okullarda sınavlar başlayacak ancak MEB tüm uyarılarımıza rağmen sınavlarla ilgili bir düzenleme yapmadı. Karantinaya alınan sınıflar ve öğrencilerin yüz yüze eğitime devam ediyor olması çok ciddi mağduriyetler oluşturacaktır. MEB bu konuda acil düzenleme yapmalıdır. Okul başarı puanı uygulamasından vazgeçilmelidir.
MEB, 7. ve 11. sınıflar içinde DYK’ların açılması kararı aldı. Ancak, alınan bu karar öğrencilerin salgında yaşadıkları öğrenme kayıplarını gidermeyi değil öğrencileri sınavlar için yatıştırmayı hedeflemektedir. Ayrıca, MEB tüm öğrencilere yardımcı kaynak desteği sağlıyoruz diyerek soru bankaları dağıtmaya başladı. MEB’i yöneten akıl eğitimin sadece sınavlar için olduğunu düşünmektedir. Oysa eğitim çocuklarımızın dünyayı algılama aracı; ilgi ve yeteneklerini farketme olanağı; bilişsel, fiziksel, sosyal ve duyuşsal gelişme sürecidir. MEB, salgında dahi öğrencilerimizi yatıştırmaktan vazgeçmeli, çocuklarımızın gereksinimlerini karşılamalıdır.
Öğrenci Veli Derneği olarak haftalardır çocuklarımızın eğitim hakkı ve ortak geleceğimiz için mücadele ediyoruz. Yetkilileri salgında yüz yüze eğitimin 6. haftasında bir kez daha uyarıyoruz.
Çocuklarımızın, eğitim emekçilerinin sağlığından, haklarından, yaşanılan her olumsuzluktan, çocuklarımızın yüz yüze eğitim, kamusal eğitim hakkından sorumlusunuz."